Hakkımda

---

Hayatta bazı insanlar vardır; yaşadıkları, verdikleri mücadeleler ve dokundukları hayatlarla yalnızca kendi kaderlerini değil, başkalarının da yolunu aydınlatırlar. Oğultürk Ekinci bu insanlardan biridir. Onun hikâyesi; azmin, inancın ve insana duyulan sevginin gerçek bir kanıtıdır.

1978 yılında İzmir’de dünyaya gelen Oğultürk Ekinci, genç yaşta girişimci ruhuyla dikkat çekti. Hayatın ona sunduğu hiçbir fırsatı geri çevirmedi; cep telefonu satışından bankacılığa, ilaç sektöründen proje geliştirmeye kadar pek çok alanda cesur adımlar attı. Her adımında insan ilişkilerini, dürüstlüğü ve çalışkanlığı merkeze aldı.

2003 yılında Türkiye’de alışveriş ve mağaza kartı sistemine dayalı büyük bir proje geliştirerek dikkatleri üzerine çekti. Bu girişimi, yalnızca iş dünyasındaki başarısını değil, vizyoner bakış açısını da ortaya koydu. Ekinci için her fikir, insanların yaşamını kolaylaştırmanın bir aracıydı.

Vicdani ret hakkını savunması nedeniyle uzun yıllar süren bir hukuk mücadelesine girdi. 9 farklı ülkeye yaptığı sığınma başvuruları ve bu süreçte geçen 18 yıl, onun adalet ve özgürlük inancının bir göstergesiydi. Ekinci, her türlü zorluğa rağmen, insan onuruna olan saygısından ve barıştan asla vazgeçmedi.

Mücadelesi sonunda Avrupa’da yeni bir yaşam kurdu. Burada yalnızca kendi hayatını yeniden inşa etmekle kalmadı; göçmenlerin, mültecilerin ve daha iyi bir gelecek arayan insanların da sesi oldu. “Yasal yollarla Avrupa’ya geçiş” mesajını her fırsatta vurgulayarak, insanları riskli ve tehlikeli yollardan korumayı amaçladı.

Bugün Oğultürk Ekinci, Avrupa’da iltica, sığınma, aile birleşimi ve vize danışmanlığı konularında binlerce kişiye rehberlik ediyor. Her danışanı onun için sadece bir dosya değil, bir hayat hikâyesi. Her başarı, bir ailenin umuda kavuşması demek.
Kurucusu olduğu platformlar aracılığıyla — özellikle multecilerinsesi.com ve ogulturkekinci.com — doğru bilgilendirme, hukuki farkındalık ve güvenli göç yolları konusunda öncülük yapıyor.

Oğultürk Ekinci’nin hikâyesi, sadece bir bireyin azmi değil; aynı zamanda “insan olmanın” anlamını yeniden hatırlatan bir ilham kaynağıdır. O, yaşamı boyunca “yıkılan her köprüyü onarabilecek bir umut” olduğuna inanmış bir yol göstericidir.

Oğultürk Ekinci’nin yaşamı, her zorluğun ardında bir yeniden doğuşun mümkün olduğunu hatırlatıyor. Onun hikâyesi, cesaretin ve inancın birleştiğinde nelerin başarılabileceğini gösteren güçlü bir örnektir.
Bugün binlerce insan için o sadece bir danışman değil; umudun adı, mücadelenin sesi ve insanlığın aynasıdır.