Göç bir yolculuktur…
Ve bu yolculuğun her adımı, insan hayatını etkileyen kritik kararlarla doludur.
Birçok insan, daha iyi bir gelecek için yola çıkarken, yanlış bilgiler, yasa dışı yollar, sahte vaatler ve sosyal medyadaki dolandırıcıların tuzakları nedeniyle hayatını ve geleceğini riske atmaktadır.

Ogültürk Ekinci, bu bilinç karmaşasında insanlara doğru yolu gösteren; şeffaflık, dürüstlük ve gerçek bilgiyle hizmet veren bağımsız, güvenilir ve topluma fayda odaklı bir danışmanlık platformudur.

Bizim görevimiz hayat kurtarmak, hak korumak ve yanlış yönlendirmeleri ortaya çıkarmaktır.

Avrupa’ya kaçak giriş; hava yoluyla, sahte belgeyle, botla, tır kasasında, farklı kimlikle, kaçak göçmen şebekeleri aracılığıyla ya da üçüncü ülkeler üzerinden olabilir.
Fakat yöntem ne olursa olsun sonuçlar her zaman aynı derecede ağırdır.

• Sınır dışı edilme
   
• 5 ila 20 yıl arası Schengen giriş yasağı
   
• Parmak izi kaydıyla tüm AB veri tabanlarında “riskli kişi” olarak işaretlenme
   
• Her ülkenin göç sisteminde kara liste
   
• Gelecekte hiçbir şekilde yasal oturum, çalışma izni veya aile birleşimi alamama
   
• İş bulamama, sosyal haklardan yararlanamama
   
• Kaçak çalışırken iş kazasında sigorta hakkı olmaması
   
• Barınma, sağlık ve güvenlik sorunları
   
• Polis kontrollerinde anında gözaltı
   
• İnsan kaçakçılığı örgütleri tarafından istismar edilme
   

Avrupa’da tüm ülkeler EURODAC ve SIS veri tabanını kullanır.
Kaçak giriş yaptığınız anda:

• Parmak iziniz alındıysa ömür boyu sistemde kalır.
   
• Sahte pasaport/kâğıt kullanırsanız “belge sahteciliği” suçundan kaydınız işlenir.
   
• Bu kayıtlar vatandaşlık başvurularında bile karşınıza çıkar.
   

Bu kayıt, sizin geleceğinizi değil, gelecek 30 yılınızı etkiler.

• İşveren tarafından sömürülme
   
• Ücretlerin verilmemesi
   
• Polis baskınlarında gözaltı
   
• Sahte sigorta kağıtları nedeniyle suç kaydı
   
• Ev sahibi tarafından şikâyet edilme
   
• Barınma krizi ve evsizlik
   
• Yetersiz sağlık hizmeti
   
• Sosyal haklardan tamamen mahrumiyet
   

Her yıl binlerce insan, “oraya bir giderim, gerisi kolay” düşüncesinin bedelini çok ağır ödemektedir.

Avrupa ülkeleri, nitelikli iş gücüne, öğrencilere, yatırımcılara, nitelikli aile birleşimlerine ve ülkeye katkı sağlayacak bireylere kapısını tamamen yasa çerçevesinde açmaktadır.

• Temiz sicil ve güvenli başlangıç
   
• Çalışma hakkı, sosyal haklar ve sigorta sistemi
   
• Sağlık hizmetlerinden tam yararlanma
   
• Uzun dönem oturum alma şansı
   
• Vatandaşlığa giden yolda sağlam ilerleme
   
• Aile birleşimini kolay gerçekleştirebilme
   
• Mesleki denkliğin tanınması
   
• Resmî kontratlı iş imkânı
   
• Çocuklar için ücretsiz eğitim ve sosyal destek
   
• Devlet tarafından korunma ve yasal haklara sahip olma
   

Avrupa’da legal giriş yapan, legal çalışan ve vergisini ödeyen her yabancı:

• Saygın bir konum elde eder.
   
• Devlet tarafından güvenilir kabul edilir.
   
• Oturum yenileme sürecinde sorun yaşamaz.
   
• Çalışma izinlerini kolaylıkla uzatır.
   
• 5 yıl sonra uzun dönem oturuma geçebilir.
   
• Vatandaşlık başvurularında çok daha olumlu değerlendirilir.
   

Kaçak bir yol, kısa vadede “kolay gibi” görünse de, uzun vadede:

• Hayatı,
   
• Sağlığı,
   
• Özgürlüğü,
   
• Geleceği,
   
• Aile bağlarını,
   
• Kariyeri
   

tehlikeye atan bir bataklıktır.

Bugün sosyal medyada, WhatsApp gruplarında, Telegram kanallarında ve bazı sahte web sitelerinde:

“Para ile oturum kartı alabilirsiniz.”
“Devlette tanıdığımız var, işi biz hallederiz.”
“Kısa yoldan oturum.”
“10,000 euroya oturum.”

gibi tamamen YALAN ve SUÇ olan vaatler dolaşmaktadır.

Oturum kartı:

• yalnızca devlet kurumları tarafından,
   
• resmi başvuru ve inceleme süreci sonunda,
   
• kanuna uygun gerekçelerle verilir.
   

Hiçbir danışman, şirket, kişi veya kurum:

• oturum satamaz,
   
• devlet adına karar veremez,
   
• süreç garantisi veremez,
   
• yasa dışı yolları kullanamaz.
   

Bu iddialar dolandırıcılık, insan kaçakçılığına aracılık ve belge sahteciliğine teşebbüs suçlarıdır.

Avrupa’da sahte belge kullanımının sonuçları:

• 2–10 yıl hapis
   
• Sınır dışı
   
• Tüm Schengen ülkelerine uzun süreli giriş yasağı
   
• Sicile “düşman devlet davranışı” kaydı
   
• Vatandaşlık ve oturum haklarının tamamen kapanması
   
• Pasaport sahteciliği nedeniyle ömür boyu izlenen kişi statüsü
   

Bir kere sahte evrakla yakalanan biri:
25–30 yıl boyunca hiçbir Avrupa ülkesinden oturum alamaz.

Bu suçlar şaka değil, hayat boyu sonuç doğurur.

Birçok kişi şunu bilmez:

Avrupa’da göçmenler, “kamu düzeni ve güvenliği açısından risk” oluşturduğunda oturumlarını kaybederler.

Bu kategoriye giren durumlar:

• sokak kavgası
   
• aile içi tartışma sonucu şikâyet
   
• komşu şikâyeti
   
• gürültü ihlali
   
• kamuya açık alanda sorun çıkarma
   
• polisle tartışma
   
• iş yerinde kavga
   
• kamu malına zarar
   
• vergi ödememek
   
• sigortasız çalışma
   
• sosyal yardım dolandırıcılığı
   

Ve evet:
Basit bir kavga bile oturum iptal sebebidir.

Çünkü Avrupa’da göçmenlerin her olayı “kamu güvenliği” kriteriyle değerlendirilir.

Bu bölümde kimsenin bilmediği, ama çok kritik olan noktaları açıklıyorum:

Pasaport kadar önemli olan ikinci şey, davranış profilidir.
Sistem, göçmenleri şu kriterlerle izler:

• topluma uyum
   
• dil becerisi
   
• iş gücüne katkı
   
• suç kaydı
   
• sosyal uyum
   
• vergi disiplini
   

Bu unsurlar, oturum yenileme veya vatandaşlık sürecinde belirleyicidir.

İş kazasında hastane polis çağırır.
Bu olay oturum iptaliyle sonuçlanır.

Devlet, manipülatif yardım başvurusunu “devlete zarar verme” olarak değerlendirir.

Avrupa ülkeleri:

• sosyal medya analizleri,
   
• telefon kayıt incelemeleri,
   
• adres kontrolleri,
   
• ev ziyaretleri,
   
• banka hareketleri
   

gibi yöntemlerle sahte evlilikleri kısa sürede tespit eder.

Bir kişi yasal yollarla geldiğinde:

• Ülke hukukunda güvenli kabul edilir
   
• Süreçleri hızlı ilerler
   
• Oturum yenilemelerinde problem yaşamaz
   
• Aile üyelerini rahatça yanına alabilir
   
• Çocuklarının geleceği garanti altına girer
   
• Vatandaşlığa giden yol açılır
   
• İşverenler tarafından tercih edilen kişi olur
   
• Sosyal haklardan tam yararlanır
   

Bu nedenlerle:
Yasal yol, her zaman kazandırır.

Bizim amacımız:

• İnsanları bilinçlendirmek
   
• Dolandırıcılığın önüne geçmek
   
• Doğru yol göstererek toplum zararını engellemek
   
• Göçmen haklarını savunmak
   
• İnsanların geleceğini riske atacak adımları durdurmak
   
• Yasal süreçlerde profesyonel rehberlik vermek
   

Biz danışmanlığı bir “meslek” değil, toplumsal sorumluluk olarak görüyoruz.

Avrupa’ya giden yol:

• Sahte umutlarla,
   
• Dolandırıcılarla,
   
• Kaçak yollarla,
   
• Sahte belgelerle,
   
• Kandırıcı vaatlerle
   

kurulmaz.

Gerçek başarı:

• Yasal süreç,
   
• Doğru bilgi,
   
• Profesyonel destek,
   
• Sabır,
   
• Güvenilir danışmanlık
   

ile kurulur.

Sizin hayatınız değerlidir.
Geleceğinizi riske atmayın.

KISA BİLGİLENDİRME 

Oğultürk Ekinci 1978 yılında EGE'nin incisi izmir ilinde doğmuştur.

İş hayatına ilk önce KVK cep telefonu satışı ve pazarlama sektöründe daha sonrasında'da Türkiye'de ilaç sektöründe öncü ve lider olan Pfizer ve Bayer şirketlerinin ardındanda .Citibank'ta kredi kartları departmanında bankacılık sektöründe işe başlamıştır ,sonrasında hızlı ve disiplinli yükselişi ile İmar Bankası ve İktisat Bankalarında uzunca bir dönem departman yöneticisi olarak çalışmıştır. 

Türkiye'nin en büyük alışveriş mağazalarının ve markalarının bir birinden özel ve kendi müşterilerine büyük avantajlar ve indirimler sağlayan kartlarını bir araya getiren bir projeyle ortaya çıkmış bu projenin çok iyi olması ve piyasada tutulması ile bu projeyi 2003'te çok yüksek bir miktar karşılığında satmıştır.

Daha sonrasında İzmir'in bugün ulaşım kartı olan kent kart projesinde yer almış ve Türkiye'de bir çok büyük şirketin çalışanlarına ileri seviyede satış ve pazarlama teknikleri aktif saha çalışması kapıdan kapıya satış tele marketing yüz yüze satış egitimleri vermiştir.

2006 Yılında vicdani ret sebebi ile yurt dışında 9 ayrı ülkeden sığınma talep etmiş.

18 sene hukuk mücadelesi verdikten sonra son olarak Avrupa'ya iltica etmiş ve AvrupaAvrupa'ya yasal olarak yerleşmiştir.

Daha sonrasında Türkiye'de bir ilke imza atarak 

Deprem kuşağında ki ülkemizde binaların depreme karşı dayanıklılığının tespiti ve raporlanması konusunda MİMARLIK MÜHENDİSLİK LİMİTED ŞİRKETİNİ faaliyete geçirmiştir.Türkiye de yaşanan Kahramanmaraş depreminde bölgede faaliyet gösteren ilk ve tek deprem analizi şirketi olarak toplamda 18.237 binaya ekibinde bulunan mimar ve inşaat mühendisleri ile yapi laboratuvarı harita mühendisleri ve jeofizik mühendisleri eşliğinde hizmet vermiştir.

 MİMARLIK.MÜH.LİMİTED ŞİRKETİ 

Hali hazırda iş ve işlemlerine devam etmektedir.

 Oğultürk Ekinci şuan da Avrupa'da  yaşamakta olup 

Uluslararası insan hakları ve mülteci hakları konusunda Türk vatandaşlarına danışmanlık hizmeti vermektedir. 

1963 yılında Türkiye Cumhuriyeti ile bazı Avrupa Birliği ülkeleri arasında yapilan ve halen aktif olan Ankara Antlaşması ile Türk vatandaşlarının yasal haklarını iltica ve sığınma ile ilgili bilgilerini , tecrübelerini iltica sürecinde dikkat edilmesi gereken önemli ve hassasiyet taşıyan konular ile özellikle.

 Hollanda Sticker vizesi ve diğer haklar ile ilgili olarak sosyal medya üzerinden paylaşımlar yapmaktadır.

Türk vatandaşlarına şebeke ve örgütlerden uzak durmaları konusunda uyarılar yapmakta , yasal yollar ile Avrupa'ya gelmelerinin aslında ne kadar kolay olduğunu belirtmektedir.Özellikle mültecilere konsolosluklardan korkmayın, şebeke ve örgütlerden sahte evrak edinmeyin demektedir.Konsolosluklar bır tutuklama yerı değildir Türk ceza kanununda iltica etmek bir suç değildir ve konsolosluklardan diploma,doğum belgesi,kimlik,ehliyet alabilirsiniz.

Kaçak yollar ile gelenlere pasaportları yolda atmayın , E- Devlete sahte evrak yüklemeyin bu lisanstan ortaya çıkan bir durum olduğu gibi ülkenize döndüğünüzde terör örgütüne yardım ve yataklıktan ceza alırsınız diyerek onlarca örnek vermektedir.

Avrupa'da kaçak evlenen tüm Türklere ülkeye geri dönmeden yasal olarak nasıl aile birleşimi yapabileceğini söyleyen tek adamdır.

Çocuk üzerinden eşlerin yasal oturum almalarının ne kadar kolay olduğunu göstererek yeni umutlar vermiş ve yüzlerce ailelerinin dağılması önlemiştir.

Askerlik , vicdani ret , dini sebeplerden oturum alma eş cinsellik kan davası eş ve aile şiddeti uyuşturucu bağımlısı eş üzerinden oturum almayı ekonomik suçlar yüzünden sığınma , şebeke ve örgütlere bir kuruş para vermeden Avrupa'ya nasıl gelinir konulu videoları 2 ayda 11 milyon kişi tarafından izlenmiştir.

iltica sürecinde mahkemelere UNCHR'dan uluslararası gözlemci istemiyi öğretmiş haklarını savunma konusunda herkese yardımcı olmuştur.

Piyasadaki örgüt ve şebekelerin sürekli olarak hedefi haline gelmiştir. 

Sosyal medyadan ben yüksel isimli feto terör örgütü üyesi şahsın gazeteci 

Uğur Dündar'ın sözcü tv de ki programında ifşa edilmesini sağlamıştır.

Tüm şebeke ve örgütler ile sürekli olarak savaş vermekte olduğundan dolayı sürekli olarak kendisine karşı ölüm tehditleri almakta hakkında para kaynağı kesilenler tarafından asılsız ve gerçek dışı ftiralara maruz kalmaktadır.

Ailesine onlarca kumpas ve oğlunun'da başına silah bile dayanarak tehtid edildiği anları canlı yayında tüm izleyenleri önünde paylaşmıştır.

Sürekli olarak kadına şiddet ve şiddet mağduru olan herkesin yanında yer almıştır. 

Kan davası, kız kaçırma gibi olaylar yüzünden ve aile şiddeti görenler ile silahlı saldırı sonucu hayatını kurtarmak için yurt dışına gelen ailelerin yanında durmaktır.Sürekli olarak ÜCRETSİZ bilgilendirme videoları ile her konuyu baştan aşağı net olarak anlatmaya canlı yayınlarından sürekli olarak

 ÜCRETSİZ şekilde güncel bilgiler vermeye devam etmektedir.

.Kendisine bir röportajda sorulduğunda sizi bu işte en çok ne mutlu ediyor ?

Bu işi bunca tehtide ragmen neden devam ediyorusunuz ? diye kendisine sorulduğunda ise kendisi bizzat şunu dile getirmiştir ;

Beni bu işte en çok mutlu eden şey her gün onlarca insanın beni arayıp 

SAYENDE BAŞARDIM

 Demesi işte bu , bu beni en çok mutlu eden şey demiştir.

Şu anda aktif olarak bir çok projeyi profesyonelce tasarlamakta ve hizmet vermektedir.

Oğultürk Ekinci, Mültecilerin Sesi Olmaya Devam Ediyor

Oğultürk Ekinci, kurucusu olduğu sosyal medya platformu aracılığıyla göçmen ve mültecilerin sesini duyurmak için yürüttüğü kararlı çalışmalarıyla dikkat çekiyor. Yıllardır Avrupa’ya sığınan insanların yaşadığı zorluklara ışık tutan Ekinci, medya gücünü insan hakları savunusu için kullanıyor.

Oğultürk Ekinci platformu mültecilerin gerçek hikâyelerini görünür kılmak, hak ihlallerini gündeme taşımak ve toplumda farkındalık yaratmak amacıyla kuruldu. Oğultürk Ekinci, bu platform aracılığıyla hem bireysel hikâyelere yer veriyor hem de uluslararası kamuoyuna güçlü bir mesaj iletiyor: “Sessiz kalma, sesi ol.”

Ekinci yaptığı açıklamada şunları söyledi:

“Her insanın bir hikâyesi var. Bu hikâyeler duyulduğunda dünya değişmeye başlar. Ben sadece sesini duyuramayan insanların sesi oluyorum.”

Medyayı bir aktivizm aracı olarak kullanan Oğultürk Ekinci, dijital platformlarda yaptığı yayınlar ve içeriklerle binlerce kişiye ulaşıyor., bugün birçok göçmenin hikâyesini dünyaya ulaştıran bağımsız bir ses haline geldi.

Oğultürk Ekinci: Bir Ses, Bir Direniş, Bir Dönüm Noktası

Dünya konuşuyor… Çünkü artık bir ses var.

O ses, Oğultürk Ekinci’nin sesi.

Sessizlerin, dışlananların, unutulanların sesi.

Mültecilerin umutsuzluğa gömüldüğü bir dünyada, Ekinci bir kıvılcım yaktı

Sıradan bir proje değil… Bir başkaldırı. Bir mücadele. Bir devrim.

Oğultürk Ekinci, tek başına kurduğu bu medya platformuyla binlerce göçmenin hikâyesini dünyaya taşıyor.

Birçoğunun sesi ilk kez duyuluyor.

Birçoğunun varlığı ilk kez görünür oluyor.

Birçoğu, ilk kez “yalnız değilim” diyor.

“Ben sustukça insanlar yok sayılıyor. Konuştukça sesler çoğalıyor. Artık kimse susmayacak 

Oğultürk Ekinci dört bir yanından yükselen çığlıkların birleştiği bir sahneye dönüştü.

Her yayın bir tokat gibi çarpıyor, her hikâye taş duvarları sarsıyor.

Oğultürk Ekinci artık sadece bir isim değil — bir hareket.

Bir gün kitaplar yazıldığında bu dönemi anlatırken, dipnotlarda değil manşetlerde yer alacak bir isim.

Sessizliği kıran, duvarları yıkan, hikâyeleri tarihe kazıyan adam.

Oğultürk Ekinci: Sessizliğin İçinden Yükselen Bir Ses

Bugün, sınırların çizdiği dünyada binlerce insanın hikâyesi duyulmuyor.

Ama bir isim, bu sessizliği kırıyor: Oğultürk Ekinci.

Kurucusu olduğu platform, yalnızca bir medya platformu değil — bir dayanışma hareketi.

Ekinci, göçmen ve mülteci topluluklarının yaşadığı zorlukları görünür kılarak toplumda gerçek bir farkındalık yaratıyor. Onun için medya sadece bir iletişim aracı değil; bir değişim silahı.

“Bir hikâye, dünyayı değiştirebilir. Ben sadece bu hikâyelere yol açıyorum.” – Oğultürk Ekinci

Avrupa’nın dört bir yanından sesleri bir araya getiriyor; görünmeyeni görünür kılıyor. Oğultürk Ekinci’nin liderliğinde bu platform, yüzlerce insanın hikâyesini dünyaya taşıdı.

Vize danışmanlığı sektörü son yıllarda hem Türkiye’de hem Avrupa’da en fazla tartışılan alanlardan biri hâline geldi. Yanlış yönlendirmeler, kayıt dışı aracılar, sosyal medya üzerinden verilen “garantili sonuç” vaatleri, vatandaşların umutlarını istismar eden yapılar… Tüm bunlar; hem insanların maddi ve manevi kayıplarını artırdı hem de bu alanın itibarını zedeledi.

Tam bu karmaşanın ortasında, şeffaf yaklaşımı ve katı etik çizgisiyle farklı bir profil çizen bir isim var:

Oğultürk Ekinci.

Kariyerinin merkezine dürüstlük, prosedüre uygunluk ve kişiye özel analiz prensiplerini koyan Ekinci, kısa sürede danışan kitlesi tarafından “ulaşılabilir”, “doğruyu söylemekten çekinmeyen” ve “kesin sonuç vaat etmeyen, gerçekçi danışman” olarak tanımlanmaya başladı.

Biz de bu özel dosya için kendisiyle uzun soluklu ve detaylı bir söyleşi gerçekleştirdik.

Oğultürk Ekinci:
“Vatandaşın en büyük ihtiyacı doğru bilgi. Ama internette dolaşan ve sosyal medyada paylaşılan içeriklerin büyük kısmı ya eksik ya yanlış ya da kasıtlı olarak manipülatif. İnsanlar gerçek prosedürleri bilmiyor çünkü kimse anlatmıyor. Bunun yerine, kimliği belirsiz bazı kişiler, insanlara olmayan umudu satmayı tercih ediyor. Bu, hem etik dışı hem de vatandaşa zarar veren bir yaklaşım.”

Oğultürk Ekinci:
“Bir danışanın beni aradığında duyacağı ilk şey gerçektir. Üzülecekse üzülür ama doğruyu bilir. Çünkü insanların kaderini etkileyecek süreçlerde yalan söylemek suçtur, ihanettir. Bana göre profesyonellik, güzel cümle kurmak değil; gerçeği saklamadan ifade edebilmektir.”

“Kesin sonuç vaadi vermemem. Çünkü bu işte garantiyi yalnızca devlet kurumları verir.”

Ekinci, çalışma disiplinini şöyle özetliyor:

• Her danışanın profiline özel analiz
   
• Belgelerin tek tek incelenmesi
   
• Eksiklerin tespiti ve resmi gerekliliklere uygun düzenlenmesi
   
• Riskli dosyalarda açık iletişim
   
• Süreç boyunca 7/24 erişilebilirlik
   
• Başvuru sonrası da iletişimin devamı
   

Oğultürk Ekinci:
“Eğer bir risk varsa gizlemem. Eğer ihtimal zayıfsa açıkça söylerim. ‘Olur’ demek kolaydır ama doğru değildir.”

Bugün yüzbinlerce kişi sosyal medya fenomenlerinden, kısa videolardan veya yanlış bilgilerden etkilenerek vize süreçlerine başlıyor.
Bu durumun farkında olan Ekinci, sosyal medyayı bilinçlendirme amaçlı kullanıyor.

Oğultürk Ekinci:

“Bir videoda izlenen şeyle formal bir devlet süreci yönetilemez. Ben sosyal medyayı doğru bilgi aktarmak için kullanıyorum; kimseyi hayal satmak için değil.”

1. Kesin sonuç vaat ediyor mu?
   Ediyorsa uzak durun.
    
2. Belge üzerinden mi konuşuyor, yoksa söz üzerinden mi?
   Resmî süreç daima belgeyle yürür.
    
3. Şeffaf mı?
   Eksikleri, riskleri açıkça söylüyor mu?
    

Oğultürk Ekinci:
“Bu süreçte en büyük düşman bilgi kirliliğidir. En büyük dost ise doğru kaynaklar ve prosedüre uygunluk.”

1. Sosyal medyadan duyulan bilgiyle başvuru yapmak
    
2. Eksik motivasyon mektubu
    
3. Uygun olmayan gelir belgeleri
    
4. Yanlış kategori seçimi
    
5. Uydurma hikâyelerle başvuru denemeleri
    
6. Danışmanların “kesin sonuç” vaadine inanmak
    
7. Düzensiz belge sunumu
    

Bu röportaj, vize danışmanlığı konusunda kamuoyunu bilgilendirmek amacıyla hazırlanmıştır. Oğultürk Ekinci’nin görüşleri, sektördeki bilgi kirliliği ve etik dışı uygulamalara dair ciddi uyarılar içermektedir.

Vize süreçleri, günümüzün en karmaşık ve yanlış yönlendirmeye en açık alanlarından biridir. Sosyal medya üzerinden verilen hatalı tavsiyeler, “kesin sonuç” vaatleri ve belgesiz yönlendirmeler ne yazık ki binlerce kişiyi mağdur etmektedir.
Ben Oğultürk Ekinci olarak, bu bilgi kirliliğinin tam ortasında gerçeklere dayalı, şeffaf, dürüst ve etik bir danışmanlık anlayışını savunuyorum.

Uluslararası vize danışmanlığı alanında uzun yıllardır aktif olarak çalışıyor, her başvuruyu kişiye özel analiz ediyor ve yalnızca gerçeğe dayanan, resmî prosedürlerle uyumlu bilgiler sunuyorum.
Benim için danışmanlık, sadece bir başvurunun hazırlanmasından ibaret değildir; bir insanın hayat planına, geleceğine ve güvenine dokunan ciddi bir sorumluluktur.

Bu nedenle işimin merkezinde üç temel ilke vardır:

Süreçle ilgili tüm olasılıkları, riskleri ve güçlü yanları açıkça ifade ederim.
Hiçbir zaman “garanti sonuç” veya “kesin onay” gibi hukuken yasak ve etik dışı vaatlerde bulunmam.

Her başvuru, kişinin kendi hayatına ve belgelerine göre şekillenir.
Hazır kalıplarla, kopyala–yapıştır dosyalarla çalışan bir sistem benim anlayışıma tamamen terstir.

İnsanların hayallerinin ticarete dönüştürüldüğü bir ortamda ben söz veremem;
Sadece doğruları söylerim.
Zor bir dosya varsa, bunu saklamam.
Zayıf yönler varsa, açıkça belirtir ve güçlendirme yollarını anlatırım.

Çünkü sektörde:

• Belgesiz işlem yapanlar,
   
• “Kesin vize” vaadiyle insanları kandıranlar,
   
• Sahte başvuru hazırlayanlar,
   
• İnsanların umutlarını para karşılığında sömürenler
   

fazlasıyla arttı.

Bunların tümü hem maddi hem de manevi yıkıma sebep olabiliyor.
Benim misyonum, vatandaşın korunması, bilginin doğru aktarılması, gerçekçi bir yol haritası oluşturulmasıdır.

Danışanlarımın çoğu, daha önce yanlış yönlendirilmiş veya mağdur edilmiş kişilerden oluşuyor.
Bu nedenle her açıklamamda, canlı yayınımda ve rehber niteliğindeki videolarımda “gerçeği söyleme” ilkesini en önde tutuyorum.

• Her danışan ile birebir analiz
   
• Dosya incelemesi ve güçlü/zayıf yön haritası
   
• Resmî prosedürlere tam uyum
   
• Riskleri saklamadan net bilgi
   
• Belgelerin tek tek düzenlenmesi
   
• Başvuru öncesi ve sonrası sürekli iletişim
   
• Profesyonel, güvenilir ve takip edilebilir süreç yönetimi
   

Bu yaklaşım, danışanlarımın sürece güvenle ilerlemesini ve doğru bilgiyi doğru zamanda almasını sağlar.

Vize süreçlerinde bilgi kirliliğinin ve yanıltıcı yönlendirmelerin önüne geçmek,
insanlara yıllarca zarar veren bu kaotik yapının yerine
bilimsel, düzenli, belgeli, etik ve dürüst bir danışmanlık kültürü yerleştirmek.

Benim için başarı, sadece alınan bir vize değildir.
Başarı; doğru yönlendirilmiş, her detayı bilen, güvende hisseden bir insan demektir.

Eğer siz de sürecinizi doğru, güvenilir ve şeffaf bir şekilde yürütmek istiyorsanız;
hayal satmayan, gerçekleri söyleyen bir rehber arıyorsanız,
buradayım.

“Gerçeğin olduğu yerde dolandırıcılık barınamaz.”
— Oğultürk Ekinci